Bir zaman tüneli hayal edin; çocukluğunuza geri dönmenizi sağlayan, her durakta yeni bir anı canlandıran bir zaman tüneli. Ben de bu trene atlayıp çocukluğumun istasyonlarında bir yolculuğa çıktım.
İlk Durak: Oyuncak Dünyası
Eski oyuncaklarımın olduğu sandığın kapağını açtım. İçinden rengarenk arabalar, pelüş oyuncaklar ve bir sürü hatıra fışkırdı. Onları elime aldığımda, saatlerce onlarla oynadığım günler gözümün önüne geldi. Tekerlekli arabaların halıda çıkardığı gürültü, pelüş oyuncakların kokusu... Sanki zaman hiç geçmemişti.
İkinci Durak: Masal Diyarı
Annemin bana okuduğu masal kitaplarını karıştırdım. "Kırmızı Başlıklı Kız", "Pinokyo" ve "Pamuk Prenses" gibi klasik hikayeler, çocukluğumun ayrılmaz bir parçasıydı. Onları okurken, kendimi o büyülü diyarlarda kaybolmuş gibi hissettim.
Üçüncü Durak: Arkadaşlık Bağları
Çocukluk arkadaşlarımı düşündüm. Sokakta oynadığımız oyunlar, birlikte yaptığımız hayaller... O zamanki saflık ve masumiyet, bugünün karmaşık dünyasında özlediğim şeyler.
Dördüncü Durak: Doğanın Kucağı
Çocukluğumun yazları, bahçeme koşup ağaçlara tırmanmakla geçerdi. Toprak kokusunu içime çekmek, kuşların cıvıltılarını dinlemek... Doğa ile iç içe olmak, bana dünyanın güzelliğini öğretti.
Son Durak: Hatıraların Gücü
Çocukluk yolculuğumun sonunda, hatıraların önemini anladım. Onlar bizi bugünün biz yapan kişiler haline getirirler. Geçmişimizi hatırlamak, hem gülümsememizi hem de kendimizi daha iyi tanımamızı sağlar.
Çocukluğuma bir kez daha dönsem, tek bir şeyi değiştirir miydim? Sanmıyorum. Çünkü o anılar, hayatıma anlam ve değer katan hazinelerdir. Çocukluğumuza değer verelim, çünkü o anlar hayatımızın en değerli parçalarıdır.