Yazın ilk günlerini geride bırakmışken, yazın en sevdiğim ayı olan Ağustos'un sonlarına yaklaştık. Yazın en güzel günleri, deniz tatili hayalleri, kavun karpuz keyfi derken, Ağustos ayının sonları geldiğinde yüreğime bir hüzün çöker.
Çünkü 31 Ağustos, bir anlamda yazın resmi bitişidir. Okullar açılır, yazlıklar kapanır, şehirler yeniden kalabalıklaşır. Yazın bütün güzellikleri geride kalırken, son bir kez doya doya keyfini çıkarmak isterim.
31 Ağustos, bir nevi hesaplaşma günüdür. Geçen yaz neler yaptım, neleri yapamadım diye düşünürüm. Bir yandan da yeni bir eğitim-öğretim yılının başlamasıyla beraber planlar yaparım. Hangi derslere ağırlık vereceğim, hangi hedeflere ulaşacağım diye kafa yorarım.
31 Ağustos, aynı zamanda değişim ve dönüşüm zamanıdır. Yazın rehavetinden sonra yeniden disipline girmek, sorumluluklarımı yerine getirmek için kendime söz veririm. Bir anlamda, yeni bir benliğe adım atmanın heyecanını yaşarım.
Sonbaharın ilk günü olan 31 Ağustos, aynı zamanda doğanın da değişimine şahit olduğumuz bir gündür. Ağaçların yaprakları sararmaya başlar, havalar serinlemeye yüz tutar. Bu değişim bana, hayatın da sürekli değiştiğini hatırlatır. Her bitiş, yeni bir başlangıcın habercisidir.
31 Ağustos, hüzünlü olsa da umut dolu bir gündür. Yazın güzel anılarını yüreğimde saklarken, yeni bir eğitim-öğretim yılına ve yeni maceralara yelken açmanın heyecanını yaşarım. Sonbaharın serin esintisini yüzümde hissederken, geleceğe dair umutlarım yeniden yeşerir.
31 Ağustos, yazın son günü değil, yeni başlangıçların ilk günüdür. Bu günü doya doya yaşayalım, hesaplaşmalarımızı yapalım, planlarımızı belirleyelim ve yeni bir benliğe adım atmanın heyecanını kucaklayalım.