Ahmet Dede'yi özledim, babamın babasını. Küçükken çok severdim onu, sanki kendi babamdan bile daha çok. Her gün okula gitmeden önce mutlaka uğrar, elini öper, hayır duasını alırdım. Bana hep çok güzel şeyler söylerdi, beni çok severdi. Ahmet Dede'nin bahçesi vardı, meyve ağaçlarıyla dolu. Ben yazları onun bahçesinde oynardım, ağaçlara tırmanır, meyve yerdim. Ahmet Dede de beni izler, gülümserdi.
Ahmet Dede çok iyi bir insandı, herkes onu severdi. Mahalledeki çocukların hepsi onunla vakit geçirmek isterdi. Bizim evde de çok sevilirdi. Annem Ahmet Dede'ye çok saygılıydı, babam da onu çok severdi. Hatta bir keresinde Ahmet Dede hasta olmuştu da babam onu hastaneye götürmüştü. O kadar düşünceli bir insandı ki, herkese iyilik yapardı.
Ahmet Dede öldüğünde çok üzüldüm. O zamanlar daha küçüktüm, ölümün ne olduğunu tam olarak anlamıyordum. Ama Ahmet Dede'nin artık olmadığını biliyordum ve bu beni çok üzmüştü. Babam bana Ahmet Dede'nin cennete gittiğini söyledi. Ben de Ahmet Dede'nin cennette çok mutlu olacağına inandım.
Yıllar sonra, Ahmet Dede'yi çok özlediğim bir gün, rüyamda onu gördüm. Rüyamda Ahmet Dede bana gülümsüyordu ve bana çok güzel şeyler söylüyordu. Bana hayatın anlamını anlatıyordu ve beni mutlu olmam için teşvik ediyordu. O kadar güzel bir rüyaydı ki, uyandığımda çok üzüldüm. Ama Ahmet Dede'nin beni hala koruduğunu ve sevdiğini biliyordum.
Ahmet Dede'yi çok özlüyorum, ama onun cennette mutlu olduğuna inanıyorum. Onu asla unutmayacağım ve her zaman kalbimde taşıyacağım. Ahmet Dede, sen benim kahramanımdın, benim meleğimdi. Seni çok seviyorum.
Ahmet Dede'nin özel bir yeri var kalbimde.
Ahmet Dede'yi çok özledim.