Rahmetli babamın anlattığına göre, küçük bir çocukken Altay'ın maçına gitmişler. Babamın anlattığına göre, maç çok keyifliymiş. Altay 4-0 öndeyken, rakip takım bir gol atmış. Babamın babası, "Altay'a çarpınca rengim soldu!" demiş. Sonra da Altay bir gol daha atmış ve 5-1 kazanmış.
Ben de küçükken Altay maçlarına gittim. Babamın anlattığı maçtan yıllar sonra, Altay küme düşmüştü. Küme düşmesine rağmen, Altay aşkı içimde hep vardı. Altay'ın maçlarını televizyondan takip eder, 1. Lig'e çıkmasını dört gözle beklerdim.
Sonunda, Altay 1. Lig'e çıktı. O sene Altay'ın maçlarına gitmeye başladım. Altay'ın maçlarına gitmek ayrı bir keyif. Statta inanılmaz bir atmosfer oluyor. Herkes Altay için tezahürat ediyor. Altay'ın bir gol atmasıyla stat yıkılıyor. Gol sevinci yaşamak için Altay maçına gitmek lazım.
Altay'ın bir gol atması demek, benim için bir bayram demek. Gol sevincini yaşamak için Altay maçına gitmek lazım. Altay'ın maçına giderseniz, Altay'ın ne kadar büyük bir takım olduğunu anlarsınız. Altay'ın maçına giderseniz, Altay'ın ne kadar büyük bir taraftar kitlesine sahip olduğunu anlarsınız. Altay'ın maçına giderseniz, Altay'ın ne kadar büyük bir camia olduğunu anlarsınız.
Altay'ın taraftarı olmaktan gurur duyuyorum. Altay'ın taraftarı olmaktan onur duyuyorum. Altay'ın taraftarı olmaktan mutluluk duyuyorum.
Haydi Altay, haydi İzmir, haydi Türkiye!