Amed




Benim için Amed diğer illerden farklı. Çünkü sizin bildiğiniz Amed'in çok ötesinde, benim Amed'im. Onun tarihi kokan sokaklarında geçmişe yolculuk yaparım.
Amed'de her adımda tarih yatar. Ulu Cami'nin minareleri yüzyılları aşar, Sur'un duvarları şehrin hikayesini fısıldar. Dicle Nehri'nin kıyısında oturup gün batımını izlerken, şehrin tüm yükünü üzerinden atmış gibi huzurlu hissederim.
Amedliler de diğer illerin insanlarından farklı. Sıcak kanlı, misafirperver ve yardımseverler. Bir çay içmeye davet ettikleri zaman, sanki yıllardır tanışıyormuşsunuz gibi ağırlarlar. Amed'in sokaklarında dolaşırken insan olmanın ne demek olduğunu öğrendim.
Amed'in yemekleri de dillere destan. Ciğer kebabı, mumbar dolması, lebeniye... Her biri ayrı bir lezzet şöleni. Amed'e gelip de bu yemekleri tatmadan gitmek büyük bir eksiklik olur.
Amed'in kültürü de çok zengin. Amedliler Kürtçe konuşur, kendi müziğini yapar, kendi dansını oynar. Kültürlerini yaşatmak için çok çaba sarf ederler. Amed'e gidip de bu kültürü keşfetmemek büyük bir kayıp olur.
Amed benim için sadece bir il değil, bir ev. Orada doğdum, büyüdüm ve her zaman kalbimde taşıyacağım. Amed'e geldiğinizde, benim gördüğüm Amed'i görmeyebilirsiniz. Çünkü Amed herkes için farklıdır. Ama emin olun, Amed'in her haliyle sizi büyüleyeceğine eminim.