Ankaralı Turgutun Gizli Dünyası




Ankara'nın kalbinde, görünmez bir alemde yaşıyor Ankaralı Turgut. Cebinde simit, elinde çay bardağıyla, şehrin sokaklarını arşınlayan bu gizemli adam, son günlerde başkentin en çok konuşulan isimlerinden biri haline geldi.

Turgut'un dünyasına adım atmak için, ilk durağımız Ulucanlar Cezaevi müzesi. Burası, bir zamanlar Ankara'nın en ünlü suçlularına ev sahipliği yapan, şimdi ise geçmişin izlerini taşıyan bir mekan. Duvarlarında asılı resimler, ziyaretçileri Turgut'un gençlik yıllarına götürüyor. Genç bir delikanlı olarak Ankara'nın sokaklarında dolaşan Turgut, o günlerde henüz bir efsane değildi.

Müzeden çıktıktan sonra, Turgut'un izini sürerek Kızılay'a doğru yöneldik. Burada, şehrin kalbinde yer alan Kızılay Meydanı'nda, Turgut'un adeta bir simge haline geldiği "Simitçi" heykeliyle karşılaştık. Bronzdan yapılmış bu heykel, Turgut'un hayatını sokaklarda simgeleyen, Ankara ile özdeşleşmiş bir anıt.

Kızılay'dan ayrılıp Hamamönü'ne doğru ilerlediğimizde, Turgut'un gerçek evini bulduk. Hamamönü'nün daracık sokaklarında sıkışmış, mütevazı bir evde yaşıyordu. Kapıyı çaldığımızda, karşımıza gülümseyen, cana yakın bir adam çıktı. Turgut'la sohbet etmeye başladığımızda, hayatının fırtınalarını, aşklarını, hayallerini ve elbette Ankara'yla olan derin bağını anlattı.

Turgut'un hikayesini dinlerken, Ankara'nın sadece bir şehir olmadığını, bir yaşam tarzı olduğunu bir kez daha anladık. Turgut, bu şehrin ruhunu taşıyan, Ankara'nın öz evladıydı. Sokaklarında dolaşırken, yüzünde bir tebessümle simit satarken, aslında Ankara'nın tarihini, kültürünü ve ruhunu anlatıyordu.

Ankaralı Turgut'un dünyasından ayrılırken, Ankara'nın artık bizim için sadece bir başkent değil, aynı zamanda bir hikaye olduğunu hissettik. Sokaklarında dolaşırken, Turgut'un izlerini arayacak, onun hayatından ve Ankara'yla olan bağından ilham alacaktık. Çünkü Ankara, Ankaralı Turgut gibi gizemli ve büyüleyici bir şehirdi.