Arzu Yanardağı




Bir zamanlar, içimde volkanik bir gücün yükselmekte olduğunu hissetmiştim. Bir arzu, o kadar yoğun ve büyüktü ki, ruhumun sınırlarını zorladığını hissedebiliyordum. İçimde yanan bu arzu, bir yanardağın lavını andırıyordu; patlak vermeye, etrafımdaki her şeyi tüketmeye hazır.

İsteğim, yaratmaktı. İçimdeki tutkuyu kağıt üzerinde aktarmak, dünyaya sesimi duyurmak istiyordum. Yüreğimdeki sözcükleri, bir fırça darbesinin tuvali canlandırdığı gibi, boş bir sayfaya aktarmanın hayalini kuruyordum.

Yavaş yavaş, arzumun ateşini kelimelerle besledim. Saatlerce yazdım, sildim ve tekrar yazdım. Her kelime bir fırça darbesi gibiydi, bir hikaye örmeye yardımcı oluyordu. Karakterlerimi canlı renklerle boyadım, onların sevinçlerini, acılarını ve hayallerini aktardım.

Kelimeler akıp giderken, arzum büyümeye devam etti. Sadece yazmakla kalmıyor, kendimi dünyaya ifade etmenin yeni yollarını da arıyordum. Fotoğrafçılık, resim ve müzik gibi başka sanat formlarını denemeye başladım. Her bir girişim, arzumun alevlerini daha da harlıyordu.

Arzum, bir yangın gibiydi, beni içten dışa yakıyor, her bir hücremi yaratma ihtiyacıyla ateşliyordu. Artık kendimi durduramaz hale gelmiştim. Yazdım, çizdim, fotoğrafladım ve her yeni proje beni daha da ileriye götürüyordu.

Yolculuğum boyunca, şüphe ve korku anları yaşamadım değil. Kendimi yetersiz hissettiğim veya vizyonumun yeterince net olmadığını düşündüğüm zamanlar oldu. Ama arzum hep daha güçlüydü. İçimdeki volkanı susturmasına asla izin vermeyecektim.

Sonunda, arzumu dünyayla paylaşma cesaretini topladım. Eserlerimi sergiledim, yazılarımı yayınladım ve tutkumun sesini duyurdum. Tepkiler hem olumlu hem de olumsuzdu, ancak hiçbir şey beni geri çeviremezdi. Çünkü artık arzum bir volkan değil, içimde sonsuza kadar yanacak bir ateş haline gelmişti.

Her birimizin içinde bir "Arzu Volkanı" olduğunu düşünüyorum. Hepimizin tutkuyla bağlı olduğumuz bir şeyleri var, bizi hayata bağlayan bir amaç. Belki sizinki sanat, belki müzik, belki de başka bir şeydir. Önemli olan, arzunuzu ateşlemeye devam etmektir. İçinizdeki volkanın patlamasına izin verin, dünyanızı dönüştürsün ve hayallerinizi gerçekleştirsin.

Arzunuzun peşinden gidin. Sizi nereye götüreceğini asla bilemezsiniz. Ama yolculuğun her anının tadını çıkarın. Çünkü arzu, bir yolculuktur, bir varış noktası değil.