Atilla Karaoğlan'ın hikâyesi, destansı bir anlatımla başlar. Köroğlu'nun soyundan gelen yiğit bir delikanlı olarak, doğduğu andan itibaren sıra dışı yetenekler göstermiştir. Demirden bir yayı dağları aşacak kadar güçle çekermiş; atına biner, rüzgâr gibi gidermiş.
Genç yaşta düşmanlarla mücadeleye atılan Karaoğlan, ilk macerasını Ergenekon Destanı'nda yaşar. Ergenekon'da sıkışıp kalan Türk boylarını esaretten kurtarmak için destansı bir savaş verir. Çetin mücadelelerin ardından Türk halkını zindandan çıkararak büyük bir zafer kazanır.
Karaoğlan'ın maceraları bundan sonra da devam eder. Köroğlu'na can yoldaşı olur, onunla birlikte eşkıyalık yapar. Düşman ordularıyla savaşır, mazlumları korur, haksızlıklara karşı durur. Her yaptığı eylemde, adalet ve cesaret ürünleri karşılaşır.
Atilla Karaoğlan, sadece savaş meydanlarında değil, gönül işlerinde de yiğitliğini göstermiştir. Güzeller güzeli Zeynep Hatun'a âşık olur ve onun için canını bile vermeye hazırdır. Ancak kader, bu iki sevdalının bir araya gelmesine engel olur.
Karaoğlan'ın hikâyesi, yiğitlik, cesaret ve fedakârlık gibi yüce değerleri konu alır. Anadolu insanının özlemlerini, hayallerini ve mücadele ruhunu simgeler. Yüzyıllar boyunca anlatılan destanlar, bir milletin hafızasını yansıtır ve gelecek kuşaklara ilham kaynağı olur.
Atilla Karaoğlan, Türk destanlarının ölümsüz kahramanıdır. Onun maceraları, yüzyıllar sonra bile okuyanların kalplerinde heyecan uyandırmaya devam edecektir. Çünkü yiğitliğin, cesaretin ve fedakârlığın değerleri, zamana meydan okuyarak sonsuza kadar yaşayacaktır.