Audrey Hepburn
Audrey Hepburn, iki yıl üst üste Akademi Ödülleri'ne layık görülen tek sanatçıdır; aktörlüğe olan tutkusu ilk gençlik yıllarında ortaya çıkmıştır. Baleye duyduğu sevgi onu Londra'ya, ardından Amsterdam'a ve son olarak Londra'ya geri dönmeye yönlendirir ve savaş zamanlarında bir direniş hareketiyle gizlice buluşmuştur.
Kariyerinin ilk başlarında Hepburn, bir model ve koroda şarkıcı olarak çalışmıştır ve ilk filmi "The Lavender Hill Mob"da küçük bir rol almıştır. Daha sonra "Roman Holiday" filminde başrolü üstlenmiştir. Bu filmde, Prenses Anne'i oynamıştır ve bu rolü ona ilk Akademi Ödülü'nü kazandırmıştır. Hepburn, daha sonra "Sabrina" ve "Breakfast at Tiffany's" gibi filmlerde başrol oynamıştır.
Hepburn'ün優雅な演技 tarzı ve kusursuz görünümü, onu dünyanın her yerinde tanınan bir ikon haline getirmiştir. Ayrıca Unicef'in İyi Niyet Elçisi olarak uzun bir süre çalışmıştır. 1993 yılında, kanser nedeniyle 63 yaşında öldü.
Audrey Hepburn, 20. yüzyılın en önemli film yıldızlarından biri olarak kabul edilir. Onun klasik güzelliği ve sanatsal zarafeti bugün de geçerliliğini korumaktadır. Filmleri, kendi döneminin toplumsal normlarına meydan okuyan güçlü kadın karakterleri canlandırdığı için övülmektedir. Hepburn, tutkusu, zarafeti ve hayırseverliği ile nesiller boyu hayranlarını büyülemeye devam edecektir.
Audrey Hepburn'ün hayatı ve kariyeri, kişisel zorluklarla yüzleşmenin ve hedeflerinize ulaşmanın gücünün bir kanıtıdır. Marie Claire dergisine verdiği bir röportajda, "Ne olursanız olun, size sunulan her şeyi iyi yapın. Başkalarının bir şeyleri farklı yaptığını görerek kendinizi hayal kırıklığına uğratmayın." demiştir.
Hepburn'ün sözleri, tutku, sıkı çalışma ve kararlılıkla her şeyin mümkün olduğunu hatırlatıyor. Hiçbir rüyanın çok büyük olmadığını ve inanıyorsak hayallerimizi gerçekleştirebileceğimizi gösteriyor.