Günlerdir gökyüzünde asılı duran bulutlar sonunda yağmura dönüştü ve içimi huzurla dolduran bir yağmur başladı yağmaya. Yorgun bedenimi dinlendirmek için kanepeme uzandım. Pencereden dışarıyı seyrederken çocukluğumun geçtiği mahalleyi düşündüm. Sokaklarında koşup oynadığım, her köşesinde bir anımın olduğu o sokakları çok ama çok özlemiştim.
Hatıralar zihnimde canlanırken birden aklıma Nazlı geldi. O zamanlar komşumuz olan ve benim en yakın oyun arkadaşımdı. Birlikte çok güzel zamanlar geçirmiştik. Mahalleden taşındıktan sonra görüşemedik ama hep onu hatırladım.
Yağmurun sesi yavaş yavaş azaldı ve gökyüzü açılmaya başladı. Nazlı'yı bulmak için bir umut ışığı doğmuştu içimde. Hemen internetten aradım ve sonunda ona ulaştım. O da beni çok özlemiş. Ertesi gün buluşmaya karar verdik.
Uzun yıllardan sonra Nazlı ile buluştuğumda çocukluğumun en güzel günleri geri geldi sanki. Beraber kahve içtik, sohbet ettik ve eski günleri yad ettik. O gün ayrılırken bir sözleşme yaptık: "Bir daha asla birbirimizi kaybetmeyeceğiz."
Nazlı ile tekrar görüşmeye başlamak hayatıma çok şey kattı. Bana çocukluğumun ne kadar güzel geçtiğini, dostluğun ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. En önemlisi de bana umut verdi. Bazen kaybettiğimizi sandığımız şeyler, en ummadığımız anda karşımıza çıkabiliyor. Bu yüzden, her zaman umudunuzu kaybetmeyin.