Küçücük bir köyün ortasında, sıcacık bir yuva gibiydi bizim köyümüz. Herkes birbirini tanır, yardımseverliğin tadını çıkarırdı. Sabahları güneşin ilk ışıklarıyla birlikte horozların öttüğü, akşamları ise yıldızların altında kalabalık sohbetlerin yapıldığı bir yerdi.
Köyümüzün en güzel yanı, türkülerimizdi. Herkesin bir türküsü vardı ve bir araya geldiğimizde hep bir ağızdan söylerdik. O türkülerde köyümüzün hikayesi, sevdaları, hasretleri gizliydi. Hüzünlü de olsa, neşeli de olsa her türküyü içtenlikle söylerdik.
Türkülerimizin en önemlisiydi "Bizim Köyün Şarkısı". Köyün yaşlıları anlatırdı ki bu türkü, köyümüzün kurulduğu günlerde söylenirmiş. Türküde köyümüzün kuruluşundan, yaşanan zorluklardan ve halkımızın birlikten kuvvet doğurduğundan bahsedilirdi.
Bir gün, köy meydanında bir düğün vardı. Gençler halay çekerken, yaşlılar türküler söylüyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde sıra "Bizim Köyün Şarkısı"na geldi. Yaşlı bir amca başladı türküye, diğerleri de eşlik etti. Meydandaki herkes türküyü dinledikçe köyümüze olan sevgileri arttı.
Türkü bittikten sonra meydanda bir sessizlik oldu. Herkes türkünün sözlerini düşünüyordu. Köyümüzün ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladık. O gece, "Bizim Köyün Şarkısı" köyümüzün simgesi haline geldi.
Günümüzde bile köyümüzde türkülerimiz söylenmeye devam ediyor. Türkülerimiz, köyümüzün ruhunu yaşatan, bize birlik ve beraberliği hatırlatan birer hazinedir. Her türkü söylediğimizde köyümüzün geçmişini, şimdiki zamanını ve geleceğini yaşıyoruz.
"Bizim Köyün Şarkısı", köyümüzün kalbidir. Bu şarkıyla köyümüzün her yerini, her insanını kucaklıyoruz. Köyümüzün şarkısı, köyümüzün hikayesidir, köyümüzün türküsüdür.