Bursa yangınında yanan kalpler, söndürülemeyen acılar




Bugün, Bursa'nın kalbinde yanan yangının külleri henüz soğumadı. Dumanlarla kaplanan gökler, yüreklerimizi yaktı, canımızı acıttı.
Küllerin arasından yükselen dumanlar, kaybettiğimiz canların kokusunu taşıyor. Her bir duman, yüreğimizde bir sızı, ruhumuzda bir yaraya dönüşüyor. Bursa'nın bağrına düşen bu ateş, sadece evleri değil, hayalleri, hatıraları da kül etti.
Yangının külleri, yanan evlerin pencerelerinden gözüküyor. Bir zamanlar neşe ve huzur dolu olan bu evler, şimdi boşluk ve hüzünle dolu. Yanan eşyalar, insanların anılarını da beraberinde götürdü.
Yangının yarattığı acı, sadece kaybettiklerimizle sınırlı değil. Kurtulanlar da ağır bir yük taşıyor. Evlerini ve tüm mal varlıklarını kaybeden insanlar, şimdi sokakta kalmış durumda. Çocuklar, oyuncaklarını, gençler hayallerini, yaşlılar ise anılarını kaybetti.
Yangının vurduğu bölgelerde, yardım ekipleri gece gündüz çalışıyor. Kurtarma ekipleri molozların arasında canla başla mücadele ederken, sağlık ekipleri yaralılara yardım ediyor. İtfaiye ekipleri ise yangını söndürmek için tüm güçlerini veriyor.
Yanan evlerin yerine, yeni evler inşa edilecek. Ancak yanan kalpler, söndürülemeyen acılar öyle kolay unutulmayacak. Bursa'nın yangın yaraları, uzun yıllar boyunca yüreklerimizde bir sızı olarak kalacak.
Bu yangın, bize hayatın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Kaybettiklerimizin acısını hafifletmek için birbirimize destek olmalıyız. Kurtulanlara yardım etmeli, yaralarını sormalıyız.
Bursa, bu yangından daha güçlü çıkacak. Ancak yaraları sarılmadan, acılar dinmeden, Bursa'nın kalbi tam olarak iyileşmeyecek. Hep birlikte el ele vererek, Bursa'nın yangın yaralarını saracağız. Acıların dinmesine, hayallerin yeniden yeşermesine yardımcı olacağız.
Bursa, yangınla yandın, ancak kalbin söndürülemeyecek. Acılarla dolu olsan da, yeniden doğacaksın. Çünkü Bursa, bir direnç ve umut şehridir.