Can Borcu




Hepimizin canı vardır. Kimi zaman canımız sıkkın olur, kimi zaman canımız yanar. Ama en kötüsü de can borcu olan kişidir. Çünkü can borcunu ödemek, canını vermek gibidir.

Can borcu, birine karşı yaptığımız bir iyiliğin karşılığında verdiğimiz söz veya taahhüttür. Bu söz veya taahhüt, yazılı veya sözlü olabilir. Ancak, can borcu her zaman ahlaki bir yükümlülüktür.

Can borcu, bazen bir zorunluluk haline gelebilir. Örneğin, bir arkadaşımız bize yardım ettiğinde, biz de ona yardım etmek zorunda kalırız. Bu zorunluluk, ahlaki bir yükümlülük olduğu için, yerine getirilmemesi halinde vicdan azabı çekeriz.

Can borcu, bazen de bir yük haline gelebilir. Örneğin, birine karşı büyük bir iyilik yaptığımızda, o kişi bize karşı minnet borcu duyar. Bu minnet borcu, zamanla bize karşı bir baskıya dönüşebilir. Çünkü, o kişi her fırsatta iyiliğimizi hatırlatarak, bizi ona karşı borçlu hissettirebilir.

Can borcu, bazen de bir fırsata dönüşebilir. Örneğin, birine yardım ettiğimizde, o kişi bize minnet borcu duyar. Bu minnet borcunu, bizim iyiliğimizi yaparak ödeyebilir. Böylece, biz de onun iyiliğinden yararlanmış oluruz.

Can borcu, hayatta karşılaşabileceğimiz güzel veya kötü bir şey olabilir. Önemli olan, can borcunu nasıl değerlendirdiğimizdir. Eğer can borcunu bir yük olarak görürsek, bizi mutsuz edebilir. Ama eğer can borcunu bir fırsat olarak görürsek, bizi mutlu edebilir.

olarak, can borcu hayatta karşılaşabileceğimiz bir gerçekliktir. Önemli olan, can borcunu nasıl değerlendirdiğimizdir. Eğer can borcunu bir yük olarak görürsek, bizi mutsuz edebilir. Ama eğer can borcunu bir fırsat olarak görürsek, bizi mutlu edebilir.