Delevingne, Londra'da varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendisi, ünlü model Poppy Delevingne'in kız kardeşidir. Genç yaşta modelliğe ilgi duymaya başladı ve 17 yaşında Burberry'ninbahar/yaz kampanyasında yer alarak kariyerine başladı.
Moda dünyasında kısa sürede yükselen Delevingne, Kate Moss, Naomi Campbell ve Cara Jenner gibi ünlü modelleri geride bırakarak dünyanın en çok kazanan modellerinden biri haline geldi. Kendine özgü kaşları, sarışın saçları ve androjen tarzıyla öne çıkan Delevingne, Chanel, Dior ve Saint Laurent gibi lüks markaların podyumlarını ve kampanyalarını süsledi.
Ancak Delevingne, modellik kariyeriyle yetinmedi. 2012 yılında "Anna Karenina" filminde küçük bir rolle oyunculuğa adım attı. O zamandan beri "Kağıttan Kentler", "Suicide Squad" ve "Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu" gibi filmlerde rol aldı.
Delevingne'in oyunculuk performansları karışık tepkilerle karşılandı. Bazı eleştirmenler onun yeteneğini överken, diğerleri deneyimsizliğini eleştirdi. Ancak Delevingne, eleştirilerden yılmadı ve kendini geliştirmek için çalışmaya devam etti. En son filmi "Carnival Row"da, Viktorya dönemi Londra'sında bir periyi canlandırdı.
Delevingne, oyunculuğu ve modelliğinin yanı sıra açık sözlülüğü ve aktivizmiyle de tanınıyor. LGBTQ+ haklarının güçlü bir destekçisidir ve depresyon ve anksiyete hakkında konuşmaktan çekinmemiştir. Ayrıca Time's Up ve Me Too hareketlerini desteklemiştir.
Cara Delevingne, sıra dışı kişiliği, çok yönlülüğü ve açık sözlülüğüyle günümüzün en ilham verici ünlülerinden biridir. Modellikten oyunculuğa, aktivizmden şarkıcılığa, sınırları zorlamaya devam ediyor. Şüphesiz ki önümüzdeki yıllarda da adından sıkça söz ettirecek.
Şimdi düşünme zamanı: