Geçtiğimiz günlerde yaşanan Didim yangını, yüreklerimizi yaktı. Ormanlarımızın, bitkilerimizin, hayvanlarımızın zarar görmesi hepimizi derinden üzdü.
Yangının ilk günlerinde rüzgarın etkisiyle hızla yayıldığını duyduğumda, soluğum kesildi. Yangını söndürme çalışmalarının zorluğunu düşündükçe, itfaiyecilerimiz için endişelendim.
Yaşadığımız bu felakette itfaiyecilerimizin büyük bir özveriyle çalıştıklarını gördük. Hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan yangını söndürmek için gece gündüz uğraştılar. Onların bu cesaretini ve fedakarlığını unutmayacağız.
Yangın söndürüldükten sonra ortaya çıkan manzara yürek burktu. Kapkara olmuş ağaçlar, yanmış topraklar... Canlılık yok olmuş, yerini hüzün almıştı.
Ancak bu yangın, bize doğanın gücünü ve insanın doğaya karşı verdiği mücadeleyi bir kez daha gösterdi. Yangın bir yandan yıkıcı olsa da, diğer yandan bize doğamızı korumamız gerektiğini hatırlattı.
Didim yangını, doğanın bize verdiği bir uyarıydı. Bu uyarıyı dikkate almalı, doğamızı ve kaynaklarımızı korumak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
Son olarak, yangında zarar gören tüm canlılara, özellikle de canını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Ayrıca, yangını söndürmek için canla başla çalışan itfaiyecilerimize ve diğer tüm görevlilere teşekkür ediyorum.
Doğamızı koruyalım, geleceğimiz için...