Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'nun Hayat Yolculuğumdaki Rolü
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ile yolculuğum, erken çocukluk dönemine kadar uzanıyor. O zamanlar, "fırfır" çocuk olarak bilinirdim; bir an olsun bile yerimde duramayan, sürekli hareket halinde ve her şeye dikkatini veremeyen biri.
Anne babam, öğretmelerim ve diğer yetişkinler beni "yaramaz" veya "beceriksiz" olarak görüyorlardı. Sürekli eleştiri ve cezalar alıyordum, bu da özgüvenimi sarsıyor ve beni daha da huzursuzlaştırıyordu.
Liseye geldiğimde, DEHB'nin hayatımı nasıl etkilediğini daha iyi anlamaya başlamıştım. Okul çalışmalarıma odaklanmakta zorlanıyor, sınavlarda başarısız oluyor ve sosyal ortamlarda uyum sağlamakta güçlük çekiyordum. Nihayet bir uzmana gitme kararı alarak hayatımı değiştiren bir tanı aldım.
İlaç tedavisi ve terapi sayesinde, DEHB semptomlarımı yönetmeyi öğrendim. İlaçlar, dikkatimi ve odaklanmamı artırırken, terapi zihinsel alışkanlıklarımla başa çıkmama yardımcı oldu.
DEHB ile yaşamak her zaman kolay olmasa da, benim benzersiz bir bakış açısı ve beceriler geliştirmemi de sağladı. Hızlı düşünme yeteneğim, yaratıcılığım ve problem çözme becerilerim, birçok alanda başarılı olmamı sağladı.
DEHB'li olarak, hayattaki zorlukların üstesinden gelmek için ekstra çaba sarf etmem gerekiyor. Ama aynı zamanda, başkalarının görmediği fırsatlar görüyorum ve hayatı farklı bir perspektiften deneyimliyorum.
DEHB'nin bir lanet değil, bir farklılık olduğunu anladım. Kendime karşı sabırlı ve anlayışlı olmak, bu durumu hayatıma engel değil, yol gösterici bir güç olarak kullanmama yardımcı oldu.
DEHB ile yolculuğum devam ediyor ve her gün yeni şeyler öğreniyorum. Bu bozuklukla yaşayanlara sabır, anlayış ve destek diliyorum. DEHB'nin bir engel değil, bir fırsat olduğunu unutmayın. Kendimize inanır ve hayallerimizin peşinden gidersek, her şeyi başarabiliriz.