Divane Cihangir

Tarihçinin Gözünden Cihangir'in Hikayesi
Osmanlı padişahlarından Sultan II. Selim'in oğlu Şehzade Cihangir, babası hayattayken ölen ilk şehzadelerimizden biridir. Doğumundan ölümüne kadar olan hayatı; acılar, aşklar, hastalıklar ve ölümlerle dolu bir trajediyle geçmiştir.
İstanbul'un Saraylı Çocuğu
Cihangir, 9 Aralık 1531'de İstanbul Topkapı Sarayı'nda dünyaya gelmiştir. Sarayın tüm imkanlarına rağmen, sağlıksız bir çocuk olarak doğmuştur. Çektiği fiziksel acılara rağmen, edebiyata ve sanata olan ilgisiyle tanınır.
Aşkın Acısı ve Hasreti
Cihangir'in en büyük aşkı, saraydaki cariyelerden biri olan Mihrimah Sultan'dır. Ancak bu aşk, iki gencin hayatını da büyük bir hüzne boğmuştur. Mihrimah, padişahın emriyle başka bir şehzadeyle evlendirilmiştir. Cihangir ise bu ayrılığı bir türlü kabullenememiş, aşkının acısıyla yanıp tutuşmuştur.
Hastalıkların Yıkımı
Fiziksel rahatsızlıkları olan Cihangir, genç yaşta felç geçirmiştir. Bu felç, onun hayatını tamamen değiştirmiştir. Hareket kabiliyetini kaybeden şehzade, günlerini sanata ve şiire vererek geçirmeye başlamıştır.
Ölümün Gölgesi
Ağır hastalıklarla mücadele eden Cihangir, 27 Kasım 1553'te henüz 22 yaşındayken vefat etmiştir. Ölümü, sarayda büyük bir üzüntüye neden olmuştur. Babası Sultan II. Selim, oğlunun ölümüne dayanamayıp kısa bir süre sonra ölmüştür.

Divane Bir Şehzadenin Mirası
Cihangir'in hayatı, aşkın acısı, hastalıkların yıkımı ve ölümün gölgesi altında geçmiş bir trajediyle doludur. Ancak onun edebiyat ve sanat alanındaki yetenekleri, onu bugün de hatırlanan bir şahsiyet haline getirmiştir. İstanbul'un Beyoğlu semtinde bulunan "Divane Cihangir Sokak", onun adını taşıyarak günümüzde de anılmasını sağlamaktadır.

Nüktedan Cihangir

Cihangir'in zekası ve nüktedanlığıyla da tanındığı söylenir. Bir gün babası Sultan Selim ona şaka yollu, "Cihangir, senin bacakların çok kısa, sen nasıl padişah olacaksın?" diye sormuş. Cihangir, hiç düşünmeden cevap vermiş: "Bize padişahlık değil, taht nasip olursa, kısa bacaklarımızla da çıkarız."
Şiirle İyileşen Şehzade

Felç geçirdikten sonra hareket kabiliyetini kaybeden Cihangir, şiir yazarak acılarını hafifletmeye çalışmıştır. Şiirlerinde, aşkını, hastalıklarını ve ölüm korkusunu dile getirmiştir.
Günümüzde Cihangir

Cihangir, günümüzde de İstanbul'un en popüler semtlerinden biridir. Beyoğlu'nun kalbinde yer alan bu semt, tarihi binaları, sanat galerileri, cafeleri ve restoranlarıyla ünlüdür. Cihangir, İstanbul'un bohem ve entelektüel kesiminin buluşma noktasıdır.

olarak, Cihangir'in hayatı, insanın doğa karşısında ne kadar aciz olduğunu gösteren bir ibretlik hikaye sunmaktadır. Aşkın acısı, hastalıkların yıkımı ve ölümün gölgesi, onun hayatını derinden etkilemiştir. Ancak onun edebi yetenekleri ve nüktedanlığı, onu yüzyıllar sonra bile hatırlanan bir şahsiyet haline getirmiştir.