29 Aralık 1983 sabahı, Erzurum'u sarsan şiddetli bir deprem, kentte ve çevre ilçelerinde yıkım ve acılara neden oldu. Deprem, 1124 kişinin hayatına mal oldu, binlerce kişiyi yaraladı, evsiz bıraktı.
Deprem anındaki dehşeti, o günleri yaşayanlardan dinledim. Bir kadın, "Evimizin duvarları çatırdayarak üzerimize çöktü. O anda dünyanın sonu gelmiş gibi hissettim," diye anlatıyor.
Erzurum depremi, sadece maddi kayıplara yol açmadı; aynı zamanda derin psikolojik yaralar da bıraktı. Depremi yaşayanların birçoğu, yıllar sonra bile travma sonrası stres bozukluğu belirtileri gösteriyor.
Acılar yaşatsa da Erzurum depremi, aynı zamanda dayanışmanın ve yardımlaşmanın da simgesi oldu. Depremin hemen ardından ülkenin dört bir yanından arama kurtarma ekipleri ve yardım malzemeleri kentteki hasarlı bölgelere akın etti.
Depremden 37 yıl sonra, Erzurumlular yaşanan acıları unutmuyor. Her yıl 29 Aralık'ta depremde hayatını kaybedenler için anma törenleri düzenleniyor.
Şehirde Yaşayan AcıBizler, Erzurum depremini yaşamadık ama anlatılanları dinledik, okuduk. Bu acıların ve dayanışmanın hikayesini gelecek nesillere aktarmalıyız.
Çünkü Erzurum depremi, doğanın yarattığı bir afetten çok daha fazlası. O, insanlığın dayanma gücünün, yardımlaşma ve merhametin simgesi. Bu hafızayı unutmamalıyız.
"Unutmak, ölenlere ihanettir; hatırlamak, yaşayanlara borçtur."