Faik Öztürk, Türk tiyatrosunun mihenk taşlarından biri. Hepimizin yüreğinde de o farklı, o sıcak yerinde...
Onun oyunculuğu, bir nevi hayatı tiyatro olarak görme sanatıydı. Sahnedeki her anı, kendi hayatından bir parça sunar gibi yaşardı. Gözlerindeki o ışıltı, sahneye çıktığında daha da parlar, seyircinin içine işlerdi.
Bir gün, İstanbul'un kalbinde, tarihi bir tiyatroda, Faik Öztürk'ün bir oyununu izlemiştim. O kadar etkileyiciydi ki, oyun bittikten sonra uzun süre sahneden ayrılamadım. Gözlerimde yaşlarla, onun o muhteşem oyunculuğuna hayran kalmıştım.
Faik Öztürk'ün oyunculuğunu sevmenin birçok nedeni var. İşte birkaç tanesi:
Faik Öztürk, sadece usta bir oyuncu değil, aynı zamanda harika bir insandı. Alçakgönüllü, yardımsever ve her zaman öğretmeye hazırdı. Genç tiyatroculara yol gösterici olmuş, onlara tiyatronun inceliklerini öğretmiştir.
Faik Öztürk'ün mirası, Türk tiyatrosunda sonsuza kadar yaşayacak. Onun oyunları, oyunculuğu ve hayatı, bize insan ruhunun gücünü ve tiyatronun büyüsünü hatırlatmaya devam edecek.
Biz tiyatroseverler, Faik Öztürk'ü özlüyoruz. Ama onun gerçeğini yüreklerimizde taşıyoruz. Çünkü o, sadece bir oyuncu değil, kalplerimizde yer eden bir ustaydı.