Galip Ensarioğlu, Narin
Annemin gözlerinde biriken yaşları, boğazıma düğümlenen bir yumru gibi hissetmesine rağmen, içimde kabaran öfke tüm hücrelerime yayılıyordu.
O küçük kız, 8 yaşındaki Narin, artık yoktu. Katilinin onun amcası olduğu ortaya çıktığında, tüylerim diken diken oldu. Nasıl bir canavardı ki öz yeğenine kıyabilmişti?
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun bu iğrenç olayla ilgili sözleri ise kanımı dondurdu.
"O aile bizim dostumuz. Bazen bilmememiz gereken şeyler vardır." demişti.
Ne demekti bu? Narin'in ölümü mü gizlenmeliydi? Suçlular mı korunmalıydı? Benim için bu sözlerin anlamı, Ensarioğlu'nun adaleti değil, dostluğunu korumak istediğiydi.
Oysa adalet herkes için olmalıydı, özellikle de zavallı küçük bir kız çocuğu için.
Narin'in ailesi, yıllardır Ensarioğlu ile dosttuklarını söylüyordu. Ancak bir dost, bir çocuğun ölümünü gizleyebilir miydi? Bu, benim için affedilemez bir ihanetti.
Ensarioğlu'nun sözleri, sadece Narin'in ailesini değil, tüm kadınları ve çocukları hayal kırıklığına uğrattı. Adalet sistemini sorgulamamıza neden oldu.
Çünkü bu sözler, adaletin güçlülerin çıkarları karşısında eğilebileceğini gösteriyordu.
Narin'in ailesi için adalet istiyorum. Narin için adalet istiyorum. Tüm kadınlar ve çocuklar için adalet istiyorum.
Ve Galip Ensarioğlu'nun yaptığı bu iğrenç açıklamalar, adalet mücadelemizde asla unutulmamalı.