Isparta'yı korkunç bir felaket vurdu, 5,5 büyüklüğündeki deprem kenti sarsarak yıkım, korku ve cesaret hikayeleri bıraktı. Yaşadığım bu korkunç deneyimi sizlerle paylaşmak için kalem aldım.
Karanlığın içinde, sarsıntılar başladığında yatağımda uyuyordum. Odanın sallanmasıyla, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Dehşetle kendimi yatağın altına attım, o an hayatımın son anı olabileceğini düşündüm.
Titreme durmak bilmiyor, odamdan gelen çatlama sesleri tüylerimi diken diken ediyordu. Pencereler kırılarak, duvarlar çatırdıyordu. Korku içinde, her an her şeyin üzerime çökeceğini bekliyordum.
Sonunda sarsıntı dindi, ancak tehlike henüz geçmemişti. Yıkılmış binalar, enkaz halindeki yollar ve havaalanında hasar gören uçaklar... Şehrimiz kelimenin tam anlamıyla bir yıkım bölgesine dönmüştü.
O dehşet anlarında, etrafımdaki insanların cesareti ve yardımlaşması beni çok etkiledi. Komşular, yıkıntıların arasından yaralıları çıkarıyor, diğerleri yiyecek ve su dağıtıyordu. Birlik ve dayanışma her yerdeydi.
Isparta depremi, yıkım ve korkunun yanı sıra dayanışmanın, cesaretin ve umudun da bir hikayesi oldu. Şehrimiz bu felaketi aşacak ve daha da güçlü bir şekilde yeniden inşa edilecek.
Depremden etkilenenlere yardım etmek isteyenlerin, resmi yardım kuruluşlarına bağış yapabileceğini veya gönüllü olarak katılabileceğini unutmamak önemlidir. Birlik ve dayanışma ruhuyla, bu zor zamanları birlikte aşacağız.