Küba: Yasak Meyvenin Tadı




Üç kez oraya gittim, her seferinde daha derinden etkilenerek. Küba; rengarenk, canlı, hareketli, gizemli, tuhaf, komik ve karşı konulmaz bir lezzet. Bir yandan da kasvetli, kaotik, baskıcı, yoksul ve yorucudur. Kübalılar; gururlu, zeki, yaratıcı, yardımsever, eğlenceli ve hayatta kalma konusunda ustadırlar. Yine de hayatları mücadelelerle dolu ve hayal kırıklığına uğramış görünüyorlar.
Küba'yı ilk kez, yirmi yıl önce, bir arkadaşı ziyaret etmek için ziyaret etmiştim. Havana'ya vardığımda, kendimi farklı bir gezegende gibi hissettim. Eski arabalar, rengarenk binalar, sokak müzisyenleri ve etrafta dolaşan insanlar... Her yer canlılıkla nabız gibi atıyordu. Oteller yoktu, özel evlerde kalıyorduk. Ailemin beni karşılar gibi karşılayan insanlarla duygusal bağlar kurdum.
İkinci ziyaretim, on beş yıl sonra, bir yazar olarak oldu. Ülkeyi Fidel Castro yönetmeye devam ediyordu ve halk memnuniyetsizdi. Herkes kaçıp gitmek istiyordu. Sanki insanlar, parlak bir geleceğe doğru ilerleyen bir treni kaçırıyormuş gibi hissediyorlardı. Çok sayıda akademisyen ve sanatçıyla röportaj yaptım. Hepsi aydın, dünyayı görmüş, zeki insanlardı. Ama hepsi de umutsuz görünüyordu.
Üçüncü ziyaretim, beş yıl önceydi. Raúl Castro iktidara gelmişti ve ülke bazı değişikliklere uğramıştı. İnsanlar biraz daha az memnuniyetsiz görünüyordu. Bazı küçük girişimler vardı. İnternet bağlantısı biraz daha iyiydi. Yine de Küba, hala Küba'ydı. Sokaklar yine eski arabalarla doluydu. Binalar hala rengarenkti. İnsanlar hala eğleniyordu.
Küba'yı anlatmak zor. Benzersiz bir yer. Yasak bir meyve gibi. Herkesin merak ettiği, ama kimsenin tam olarak anlayamadığı. Orada, her an bir roman ya da film sahnesine dönüşebilir. İnsanlar her an şarkı söyleyebilir ya da dans edebilir. Eski bir binanın penceresinden bir piyano sesi gelebilir. Bir motosikletin arkasında, gülümseyen bir çift geçebilir.
Küba'yı seviyorum, ama orada yaşayamam. Benim için fazla kaotik, fazla yoksul ve fazla baskıcı. Ama aynı zamanda büyüleyici, ilham verici ve umut dolu. Küba, her zaman kalbimde özel bir yere sahip olacak.
Küba'ya gitmeden önce, oraya neden gitmek istediğimi düşünmüştüm. Birçok nedenim vardı:
* Küba'nın tarihi beni her zaman büyülemiştir. Devrim, Castro kardeşler, Che Guevara... Bu ülke, yirminci yüzyılın en önemli olaylarından bazılarına sahne olmuştur.
* Küba'nın kültürü de çok çekicidir. Müzik, dans, edebiyat, resim... Küba, kültürün her alanında önemli katkılarda bulunmuştur.
* Küba'nın doğası da muhteşemdir. Beyaz kumlu plajlar, berrak sular, yemyeşil ormanlar... Küba, cennet gibi bir yerdir.
Küba'ya vardığımda, beklediğimden çok daha fazlasını buldum. Küba, sadece tarihi, kültürü ve doğası ile değil, aynı zamanda insanları ile de beni büyüledi. Kübalılar, dünyanın en sıcak ve en misafirperver insanlarıdır. Her zaman gülümserler, her zaman yardım etmeye hazırdırlar.
Küba'da geçirdiğim zaman hayatımın en unutulmaz deneyimlerindendi. Bu ülkeyi ve insanlarını asla unutmayacağım. Küba, her zaman kalbimde özel bir yere sahip olacak.