Kıskançlığın Kırmızısı, Aşkın Siyahı




Öfkenin Ateşinde Yanmak
Kıskançlığın zalim pençeleri, sevdiklerimize olan güvenimizi sarsarken, kendi kalbimizi de ateşlere teslim ediyor. Kırmızı öfkeyle yanarak sevdiğimiz kişiyi kontrol etmeye çalışıyoruz, onun her hareketini izleyerek, her sözüne kuşkulu yaklaşıyoruz. Bu, ilişkimizin sağlığını zedeleyen zehirli bir kısır döngüye dönüşüyor.
Teselliyi Siyahtan Almak
Kıskançlık duygusunun yoğunlaştığı anlarda, bir teselli arıyoruz. Ve çoğu zaman, o teselliyi siyahta buluyoruz. Çaresizlik, yalnızlık ve üzüntünün karanlığında kayboluyoruz. Bu siyahlık, bizi gerçeklikten uzaklaştırırken, kalbimizi iyice karartıyor.
Aşkın Gücünü Yeniden Keşfetmek
Kıskançlığın kırmızısı ve aşkın siyahı arasında sıkışıp kalmayalım. Aşkın beyaz ışık gücüne bakalım. Aşk, güven üzerine kuruludur ve kıskançlığa yer yoktur. Sevdiğimiz kişiye güvenerek, kıskançlığın bizi tüketmesine izin vermeyelim.
İçimizdeki Düşmanı Yenelim
Kıskançlık, içimizdeki bir düşmandır. Bizimle yaşar, bize zarar verir ve sevgimizi mahvetmeye çalışır. Bu düşmanı yenmek için cesur olmalıyız. Onun gerçek yüzünü görmeliyiz ve onu yenmek için yeşil umudun gücünden yararlanmalıyız.
Sevgi Bahçesini Besleyelim
Kıskançlık ve şüpheyi uzaklaştırarak, sevgi bahçemizi besleyelim. Sarı mutluluğun ve mavi huzurun renkleriyle bu bahçeyi canlandıralım. Birbirimize güvenerek, iletişim kurarak ve anlayışla bu bahçeyi büyütelim.
Kıskançlığın kırmızısı ve aşkın siyahı, bizi karanlığa sürüklememeli. İçimizdeki ışığı yeniden keşfedelim ve aşkın beyaz gücüne tutunalım. Böylece, kıskançlık ve şüphe tohumlarını ekemeyecek ve sevgi bahçemiz sonsuza dek yeşillenecek.