Kızılyıldız




Kızılyıldız, bir dönem hepimizi büyüleyen özel bir futbol takımıydı. O efsane oyuncularıyla, unutulmaz maçlarıyla ve o dillere destan tarihiyle gönüllerimize taht kurmuştu. Ama işte zaman ilerledi, her güzel şey gibi Kızılyıldız da eski ihtişamını yitirdi.

Eskiden Kızılyıldız maçlarını izlemek bir bayramdı. Stadda yer bulmak imkansızdı, o kadar çok taraftar vardı ki. Oyuncular sahaya çıktıklarında ortalık yıkılırdı. Hepsinde bir ayrı hava, bir ayrı karizma vardı. Dragan Djukic'in topla cambazlıkları, Robert Prosinecki'nin ustalığı, Darko Pancev'in golleri... Hepsi birer efsaneydi.

Unutamadığım bir maç vardı. 1991'de, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Marseille ile karşı karşıyaydık. O maçta Kızılyıldız, tüm dünyaya bir futbol dersi vermişti. Dragan Stojkovic'in attığı o akıl almaz frikik golü hala gözümün önünde. Marseille gibi bir devi mağlup etmiştik, hem de kendi evlerinde.

  • Bir zamanlar Avrupa'nın en iyi futbol takımlarından biriydi.
  • Oyuncuları efsaneydi ve unutulmaz maçlar çıkarttılar.
  • 1991'de Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nı kazandılar.

Ama işte zaman acımasız. Yıllar geçti, oyuncular yaşlandı ve Kızılyıldız eski gücünü yitirdi. Artık o eski günler yok. Stadlar boş, oyuncular vasat. Bir zamanlar Avrupa'nın en korkulan takımlarından biri olan Kızılyıldız, şimdi sıradan bir takımdan farksız.

Üzücü ama gerçek bu. Kızılyıldız'ın efsanesi artık sadece anılarda kaldı. Ama o anılar bile bize güzel günleri hatırlatmaya yetiyor. Teşekkürler Kızılyıldız, bize yaşattığın unutulmaz anlar için.

Yazarın Notu: Benim için Kızılyıldız'ın yeri her zaman özel kalacak. O takımda oynayan oyuncuların her biri birer kahramandı. Onları izlemek bir ayrıcalıktı. Şimdi bile, o eski maçların videolarını açıp saatlerce izleyebilirim. Umarım bir gün Kızılyıldız eski günlerine döner. Ama dönmese bile, o efsanevi takımın hatırası sonsuza kadar yaşayacak.