Kandil Simidi: Anlatılmaz, Yaşanır Bir Lezzet
Kandil gecelerinin vazgeçilmezi, baharatlı aroması ve çıtır çıtır dokusuyla mest eden kandil simidi, Türk mutfağının en sevilen lezzetlerinden biridir. Bu eşsiz tatlının hikayesi yüzyıllar öncesine dayanır ve Ramazan'ın müjdecisi olarak kabul edilir.
Kandil simidinin yapımında kullanılan malzemeler oldukça basittir. Un, su, tuz, şeker ve bir miktar mahlep, bu leziz tatlının temel bileşenleridir. Ancak asıl sırrı, hamurun yoğurulmasından önce bir gece önceden yoğurtta bekletilmesinde gizlidir. Böylece simit, hem daha yumuşak hem de daha lezzetli hale gelir.
Yoğrulduktan sonra simit hamuru, halka şeklinde açılır ve üzerine bolca susam serpilir. Susam, simidin çıtırlığını ve lezzetini arttıran önemli bir dokunuştur. Ardından simitler, önceden ısıtılmış fırında altın rengi alana kadar pişirilir.
Lokma lokma ısırılan kandil simidi, çayın yanında yendiğinde lezzeti ikiye katlanır. Özellikle de yeni pişirilmiş, sıcacık bir simit sofralara konulduğunda, neşeye neşe katar.
Ramazan'ın başlangıcını müjdeleyen kandil gecelerinde, hemen her evde kandil simidi pişirilir. Simitler, komşulara, akrabalara ve dostlara dağıtılır, böylece Ramazan'ın bereketini ve sevincini paylaşmak amaçlanır.
Kandil Simidinin Hikayesi
Kandil simidinin hikayesinin Ramazan ayının geleneğiyle yakından ilişkisi vardır. Eskiden Ramazan aylarında, müezzinin minareden okunan salası, gün doğumuna yakın saatlerde okunurmuş. Müezzinin sesi, halkın uyanarak oruç tutmaya başlama vaktine gelindiğini haber verirdi.
Ancak bazı geceler, müezzinler salayı erken okurmuşlar. Bu da halkın oruç tutmaya yanlış saatte başlamasına neden olurmuş. İnsanların bu yanlış saatte tuttuğu oruçlar makbul sayılmazmış. İşte kandil simidinin hikayesi de tam burada başlıyor.
Halkın bu yanlışlıktan kurtulması için, bir din alimi aklına bir çözüm yolu bulmuş. Ramazan ayları başlamadan önce, müezzinlerin minarelerden salayı okumaları için bir işaret olarak, her gün belli bir saatte kandil yakılırmış. Böylece halk, kandilin yandığını görünce müezzinin salayı okuma vaktine yakın olduğunu anlamış ve oruç tutmaya doğru zamanda başlamış.
İşte bu kandillerin yakıldığı günlerde, kandil gecelerinde insanlar kandil simidi pişirmeye başlamışlar. Candil simidi, Ramazan'ın müjdecisi olarak kabul edilmiş ve Ramazan boyunca her gün sofralarda yerini almış.
Kandil Simidinin Farklı Yorumları
Kandil simidi, yüzyıllar boyunca farklı bölgelerde farklı yorumlarla yapılmıştır. Bazı yörelerde hamuruna mahlep katılırken, bazı yörelerde susam yerine çörek otu kullanılır. Hatta bazı ülkelerde kandil simidi, tatlı olarak yapılarak şerbetle tatlandırılır.
Farklı yorumlarına rağmen kandil simidinin ortak noktası, her zaman özel günlerin simgesi olmasıdır. Ramazan'ın başlangıcında, kandil gecelerinde ve bayramlarda kandil simidi mutlaka sofralara konur. Bu lezzetli tatlının sofrada yer alması, bereketin ve neşenin habercisi olarak kabul edilir.
Siz de Ramazan'ın müjdecisi bu eşsiz lezzeti sofranıza taşımak istiyorsanız, hemen mutfağa girip kandil simidi yapmayı deneyebilirsiniz. Unutmayın, kandil simidi anlatılmaz, yaşanır bir lezzettir.