Ankara'nın göz ardı edilmiş bir mücevheri olan Keçiören, keşfedilmeyi bekleyen gizli hazinelerle dolu. Bu hareketli semt, Ankara'nın kalbinde yer alır ve sakinlerine çeşitli olanaklar, büyüleyici tarihi yerler ve canlı bir kültürel sahne sunar.
Keçiören'in tarihine bir yolculuğa çıkarsak, bir zamanlar Bizans İmparatorluğu'nun bir parçası olan "Kayserianai" köyüne kadar uzanırız. Köy, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrolüne geçmiş ve "Keçiören" adını almıştır.
Günümüzde Keçiören, modernlik ve geleneğin mükemmel bir karışımını sergiler. Yüksel Caddesi boyunca uzanan hareketli çarşı, geleneksel Türk zanaatkarlığından günümüzün trendlerine kadar her şeyin bulunduğu bir alışveriş cennetidir.
Tarih meraklıları için Keçiören, Keçiören Kalesi ve Keçiören Tarihi Evleri gibi büyüleyici tarihi yapılara ev sahipliği yapar. Kale, Bizans döneminden kalma görkemli bir yapı iken, tarihi evler semtin zengin mimari mirasını yansıtır.
Keçiören'in canlı kültürel sahnesi göz ardı edilemez. Keçiören Sanat Galerisi, yerel ve uluslararası sanatçıların etkileyici sergilerine ev sahipliği yapar. Semtte ayrıca çok sayıda tiyatro ve sinema salonu bulunmaktadır.
Yemek severler, Keçiören'in çok çeşitli mutfak seçenekleriyle şımartılacaktır. Keçiören Mantı Evi, ağız sulandıran mantısıyla ünlüdür. Hacıbey Lokantası ise geleneksel Türk yemeklerinde uzmanlaşmıştır.
Keçiören'de doğanın tadını çıkarmak da mümkündür. Keçiören Parkı, piknik yapmak, yürüyüş yapmak veya sadece güneşin tadını çıkarmak için ideal bir yerdir. Ayrıca semtte, sakinlere açık hava rekreasyonu için alanlar sunan İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Ormanı da bulunmaktadır.
Keçiören, Ankara'nın keşfedilmemiş mücevheridir. Tarihi cazibesi, canlı kültürel sahnesi ve çeşitli olanaklarıyla, bu semt hem yerliler hem de ziyaretçiler için unutulmaz bir deneyim sunar. Ankara'yı ziyaret ediyorsanız, Keçiören'i kaçırmamanızı tavsiye ederim!