Madımak Katliamı




Sivas'ın acısı dinmedi
Her yıl, 2 Temmuz Madımak Katliamı'nın yıldönümünde, Sivas'ın acısı yeniden canlanır. O korkunç günde, 35 aydınlık insan, kendi düşünceleri nedeniyle katledildi.
O günü hiç unutmayacağım
Olay günü, ben henüz 10 yaşındaydım. Televizyonda gördüğüm görüntüler, kalbimi parçaladı. İnsanların evlerini nasıl yaktıklarını, nasıl dövdüklerini izlemek zorundaydım. O an, dünyanın ne kadar acımasız olabileceğini anladım.
Alevler arasında yanan umutlar
Madımak Oteli'nde, Pir Sultan Abdal Şenlikleri yapılıyordu. Şenliklere katılan sanatçılar, şairler, akademisyenler, kendi fikirlerini dile getiriyorlardı. Ancak bu özgür düşünceler bazılarına ağır geldi.
Kin ve nefretin ateşi
Kalabalık, oteli kuşattı. İçeridekileri taşlayarak, döverek, yaktılar. Alevler arasında, umutlar da yandı. Geleceği aydınlatacak insanlar, kör bir öfkenin kurbanı oldu.

Madımak Katliamı, Türkiye tarihindeki en kara lekedir. Bu katliam, düşünce özgürlüğüne ve barış içinde yaşama arzusuna yönelik bir saldırıdır. O günden bu yana, her 2 Temmuz'da acımızı hatırlıyoruz.

Madımak'ta yitirdiğimiz aydınlık insanları asla unutmayacağız. Onların fikirleri, yaşamaya ve barış içinde bir dünya kurmaya dair umutları, hep bizimle olacak.

Bu katliamın sorumluları, adalet önünde hesap vermelidir. Ancak bu yetmez. Toplum olarak, kin ve öfkenin zehrine karşı koymalıyız. Farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeli, birbirimizi saygı ve hoşgörüyle kucaklamalıyız.

Madımak Katliamı'nın acısı dinmedi. Ancak biz, bu acıyı geleceğe yönelik bir umuda dönüştürmeliyiz. Barış ve demokrasi için mücadele etmeliyiz. Hiçbir düşünce, hiçbir inanç, şiddeti haklı gösteremez.

Madımak'ın acısını hatırlayarak, aydınlık bir gelecek için çalışalım. Farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edelim, birbirimizi saygıyla kucaklayalım. Madımak Katliamı'nın acısı, bizi birbirimize daha da yaklaştırmalı, daha güçlü bir toplum olma arzumuzda bizi birleştirmelidir.