Metz - Lille
Metz'e gittiğimde kendimi bir yabancı gibi hissettim. Şehir, bambaşka bir dünyaydı. Sokaklar, alışkın olduğumdan çok daha kalabalıktı ve binalar daha yüksekteydi. İnsanlar farklı görünüyordu, farklı konuşuyorlardı.
Kendimi kaybolmuş hissettim, ama aynı zamanda heyecanlıydım. Yeni bir şeyler keşfediyordum ve bu beni büyülüyordu. Metz'in büyülü bir havası vardı. Eski binalar ve dar sokaklar, bana tarihin soluğunu hissettiriyordu.
Şehir merkezinde dolaşırken, kendimi bir meydanda buldum. Meydan, insanlarla doluydu. Çocuklar oyun oynuyor, insanlar sohbet ediyor, dondurma yiyorlardı. Meydanın ortasında, büyük bir çeşme vardı. Çeşmenin etrafında, insanlar oturmuş, serinlemeye çalışıyorlardı.
Meydanda bir kafeye oturdum ve bir kahve söyledim. Kahvemi yudumlarken, etrafımdaki insanları izledim. Bir grup genç, gitar çalıp şarkı söylüyordu. Bir anne, çocuğuna masal okuyordu. İnsanlar mutlu ve rahat görünüyordu.
Metz'de geçirdiğim zaman, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Farklı bir kültürü keşfettim, yeni insanlarla tanıştım ve kendimi yeniden keşfettim. Metz, beni büyüledi ve kalbimde özel bir yer edindi.
Şimdi, her Metz'i düşündüğümde, kalbimde bir sıcaklık hissediyorum. O büyülü şehri ve orada geçirdiğim harika zamanı özlüyorum. Bir gün, mutlaka tekrar Metz'e gideceğim ve bu özel deneyimi yeniden yaşayacağım.