Ne zoru varmış gibi görünse de içindeki karmaşayı anlamak bir ömür sürer.




"Nez" derler bana. Demek ki buram buram "ne" koktuğumdan.

Ne buram buram "ne" kokar anlatayım mı?

  • Ne olacak?
  • Ne yapacağım?
  • Ne olacak benim bu halim?
  • Ne yöne gideceğim?
  • Neyi seçeceğim?
  • Kim olacağım?

Ve daha nicesi...

Hayat denen bu karmaşık yolculukta kendimi ararken kaybolup duruyorum. Her yol ayrımında bir "ne" çıkıyor karşıma. Bir seçim yapmak sadece bir yöne gitmek değil ki. Bir yoldan vazgeçmek de demek. Birinden uzaklaşmak, bir şeyden ayrılmak demek.

Bazen öyle anlar geliyor ki "ne"lerimin altında eziliyorum resmen. Kendimi bir çıkmazda hissediyorum. Hangi yöne doğru gideceğimi bilemiyorum. Hangi seçimi yaparsam daha az pişmanlık duyacağımı kestiremiyorum. Ve bu belirsizlik beni deli ediyor.

Ama sonra sakinleşmeye çalışıyorum. Kendime zaman tanıyorum. Biraz nefes alıyorum. Ve anlıyorum ki bu "ne"ler aslında hayatın bir parçası. Onlarsız olmaz. Çünkü hayat bir seçimdir. Ve her seçim bir "ne"yi beraberinde getirir.

Önemli olan bu "ne"leri doğru yönetmek. Onların beni yutmasına izin vermemek. Ve her "ne"nin beni olgunlaştırdığını, geliştirdiğini unutmamak. Çünkü eninde sonunda kendi yolumu bulacağım. Kendi "ben"imi keşfedeceğim.

O zamana kadar mı ne olacak? "Ne"lerle boğuşmaya devam edeceğim. Ama bu sefer ezilmeyeceğim. Onları kucaklayacağım. Çünkü onlar benim hayatımın bir parçası. Ve benim onları anlamaya ihtiyacım var.

Neden mi?

Çünkü "ne"lerimi anladığım gün, kendimi de anlamış olacağım. Ve bu yolculuk, tüm zorluklarına rağmen, buna değecek.