Peter Higgs: Evrenin Gizemi Ardındaki Adam




Tanıdığım en sıradan profesördü. Evet, sonunda evrenin en büyük gizemlerinden birini keşfetti ve Nobel Fizik Ödülü'nü aldı. Ama hayatı boyunca kendisini sıradan biri olarak gördü ve öyle yaşadı.
Peter Higgs'i ilk kez 1980 yılında Edinburgh Üniversitesi'nde fizik dersi alırken tanımıştım. O zamanlar 50'li yaşlarındaydı, saçları ağarmaya başlamıştı, mütevazı bir adamdı. Her zaman takım elbise giyer ve ders sırasında tahtaya karalamalar yapardı. Öğrencilerle iletişimi çok iyiydi ve karmaşık fizik kavramlarını bile anlaşılır bir şekilde anlatabiliyordu.
Bir gün sınıfta "Tanrı Parçacığı" olarak da bilinen Higgs bozonu hakkındaki araştırmasından bahsetti. O zamanlar bu kavram henüz teorik bir varsayımdan ibaretti ve varlığı kanıtlanmamıştı. Ancak Higgs, bu parçacığın evrende kitlenin nasıl oluştuğunu açıklayabileceğine inanıyordu.
Sınıftaki öğrencilerin çoğu bu fikre şüpheyle yaklaştı. ta, nasıl bir şey kütlesiz olabilirdi ki? Ama Higgs kararlıydı ve araştırmalarına devam etti. Yıllar sonra, 2012 yılında CERN'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısında Higgs bozonu keşfedildi.
Higgs'in keşfi fizik dünyasında büyük bir devrim yarattı. Evrenin temel yapı taşlarından birinin varlığını kanıtlamıştı. Bu keşif, ona 2013 yılında François Englert ile birlikte Nobel Fizik Ödülü'nü kazandırdı.
Ancak Higgs asla kibirlenmedi. Nobel Ödülü'nü aldıktan sonra bile, hayat tarzını değiştirmedi. Hâlâ aynı mütevazı evde yaşıyor, aynı pub'lara gidiyor ve öğrencilerine aynı sevecenlikle ders veriyordu.
Bir keresinde ona Nobel Ödülü'nün hayatını nasıl değiştirdiğini sormuştum. "Doğrusu hiçbir şey değişmedi," diye yanıtlamıştı. "Hâlâ aynı kişiyim, aynı şeyleri yapıyorum. Sadece artık insanlar bana 'Profesör' diyor."
Peter Higgs, bilim dünyasının bir deviydi. Evrenin gizemlerini araştırmaya ve insanlığın bilgi sınırlarını zorlamaya adamıştı kendini. Ama aynı zamanda sıradan bir insandı, mütevazı, alçakgönüllü ve her şeyden önce tutkulu. Onu tanımaktan onur duyuyorum.
Bir düşünce deneyi yapalım. Evrende Higgs bozonu hiç var olmasaydı ne olurdu? Kitlesiz olurduk, uçup giderdik. Hiçbir şey var olamazdı, çünkü her şey dağılır giderdi. Yani, bir bakıma Peter Higgs bize gerçekliği borçluyuz.