Hikaye, soğuk bir Viyana akşamında başladı. İki takım sahaya adım attığında, heyecan tüm stadı sardı. Rapid'in siyah-yeşil formalarıyla Milan'ın ünlü kırmızı-siyah çizgileri arasında bir zıtlık vardı. Maç başlar başlamaz tempolu bir şekilde devam etti.
Milan, hücumda daha etkili başlarken, Rapid savunması yılmadı. Ancak 20. dakikada, Ibrahimović'in muhteşem bir frikik golüyle Milan öne geçti. Stad yumruk sesleriyle yankılandı, fakat Rapid pes etmedi.İkinci yarıda, Rapid oyuna ağırlığını koydu. 60. dakikada, Schaub'un mükemmel bir vuruşu skoru eşitledi. Viyana'da bir anda umut yeşillendi. Milan baskıyı artırdı, ancak Rapid savunması kararlılıkla direndi.
Maç, uzatmalara uzarken gerilim doruğa ulaştı. 118. dakikada, Rapid'in yıldızı Demir, ceza sahasında düşürülünce hakem penaltı noktasını gösterdi. Viyana'nın kalbi ağzına gelmişti.
Demir, topun başına geçti ve tüm gücüyle vurdu. Top ağları havalandırdı ve Rapid, Milan gibi bir devi alt etmeyi başarmıştı. Viyana'da bir futbol şöleni yaşanmıştı.
Bir inanç ve azmin zaferiydi. Rapid, Milan gibi bir devle oynamasına rağmen asla yılmadı ve mücadele etti.
Bir cesaret ve kararlılık hikayesiydi. Rapid'in oyuncuları, Milan'ın hücum baskısını savuşturmak ve gol atmak için cesaretli davrandılar.
Bir futbolun büyüsünün kanıtıydı. Rapid Wien - Milan maçı, futbolu neden sevdiğimizle ilgili her şeyi sergiledi: heyecan, tutku ve insan ruhunun gücü.
Sevgili futbolseverler,