Rektör Atamaları: Bir İsim, Bir Kader mi?
Rektör atamalarına her zaman ilgi duyan biri olarak, son yıllarda bu sürecin nasıl değiştiğine hayret ettim. Ülkemizin geleceği için kritik bir rol oynayan üniversiteler, yöneticilerinin kalitesi kadar iyi. Rektörler, hangi bölümlerin açılacağından öğrencilerin hangi bursları alacağına kadar birçok konuda karar veriyor. Bu nedenle, bu pozisyonlara en nitelikli kişilerin atanması çok önemli.
Geçmişte, rektör atamaları büyük ölçüde liyakat esasına dayanıyordu. En iyi akademisyenler bu göreve genellikle akademik başarıları ve yönetsel deneyimleri temelinde seçilirdi. Ancak son yıllarda rektör atamalarının giderek daha siyasileştiğine tanık oluyoruz. Bu eğilim endişe vericidir, çünkü üniversitelerin bağımsızlığını ve bütünlüğünü tehlikeye atmaktadır.
Siyasileşme, rektör atamalarıyla ilgili tek endişe değil. Bir diğer önemli husus da atamaların şeffaf olmaması. Çoğu durumda, rektör pozisyonlarına kimlerin atandığına dair net bir süreç yoktur. Bu, favoritizme ve hatta yolsuzluğa yol açabilir.
Rektör atamalarında liyakat ve şeffaflığın sağlanması büyük önem taşımaktadır. Üniversitelerimizin geleceği buna bağlı. Bir ismin, bir kader olmaması gerekiyor. Üniversitelerimizin en nitelikli kişiler tarafından yönetilmesini sağlamak için hep birlikte çalışmalıyız.
Son olarak, bu konudaki düşüncelerinizi duymak isterim. Sizce rektör atamaları nasıl daha iyi yapılabilir? Konuyla ilgili yorumlarınızı ve geri bildirimlerinizi aşağıdaki yorumlar bölümünde paylaşın.