Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkiler, hem yakınlık hem de uzaklık dönemleriyle inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler, 1949 yılında İsrail'in kurulmasının ardından başlamış olsa da, gerçek yakınlaşma 1990'lı yıllarda yaşanmıştır.
İlişkilerin Altın Çağı: 1990'lar1990'lı yıllar, Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir "altın çağ" olarak değerlendirilir. Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve Ortadoğu barış sürecinin ivme kazanmasıyla iki ülke arasındaki ilişkiler gelişti. Türkiye, İsrail'in bölgedeki en önemli müttefiklerinden biri haline gelirken, İsrail de Türkiye'ye enerji ve askeri teknolojisi alanlarında destek sağlamıştır.
Bu yakınlaşmanın başlıca nedenleri arasında şunlar gösterilebilir:
2000'li yıllarda, Türkiye-İsrail ilişkileri gerilemeye başlamıştır. Bunun başlıca nedenleri arasında şunlar sayılabilir:
Son yıllarda, Türkiye ve İsrail arasında ilişkileri düzeltme yönünde adımlar atılmaya başlanmıştır. 2016 yılında iki ülke, ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik bir anlaşma imzalamışlardır. Ancak bu anlaşma, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması ve Türkiye'nin Filistin'le dayanışma içinde duruşu nedeniyle tam olarak uygulanamamaktadır.
Buna rağmen, Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkiler 2000'li yılların ortalarındaki en kötü seviyelerinden daha iyi bir durumdadır. İki ülke arasında diplomatik ilişkiler yeniden tesis edilmiş ve bazı alanlarda işbirliği devam etmektedir. Ancak İsrail-Filistin çatışması, ilişkilerin tam olarak normalleşmesinin önündeki en büyük engel olarak durmaktadır.
Geleceğe BakışTürkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin geleceği, bölgedeki gelişmelere bağlı olacaktır. İsrail-Filistin çatışması çözülürse, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da iyileşmesi mümkün olabilir. Ancak çatışmanın sürmesi halinde, ilişkilerin tekrar gerilemesi ihtimali de bulunmaktadır.
Türkiye ve İsrail'in, bölgedeki istikrar ve barış için işbirliği yapması büyük önem taşımaktadır. İki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği, bölgenin geleceğini de şekillendirecektir.