Tacikistan'da yaşanan başörtüsü yasağı, bir anda gündemimize bomba gibi düştü. Özellikle de bizim gibi bir ülkede yaşayanlar olarak, insanların din özgürlüğünü kısıtlayan yasalar hepimizi derinden üzüyor.
Bu olay, sadece başörtüsü takan kadınları değil, tüm toplumu etkiliyor. Başörtüsü, sadece bir örtü değil, aynı zamanda bir kimlik, bir inanç ve bir ifade özgürlüğü sembolü. Böyle bir yasanın insanları özgürlüklerinden mahrum bırakması kabul edilemez.
Tacikistan hükümetinin, bu yasayı halkın talepleri doğrultusunda çıkardığını iddia etmesi ise beni düşündürdü. Gerçekten de halkın bu yasayı desteklediğinden emin miyiz? Yoksa bu sadece hükümetin, kendi istediği yasayı zorla uygulama şekli mi?
Benim için en üzücü olan şey, bu yasa nedeniyle Tacik kadınların ayrımcılığa ve baskıya uğraması. Başörtüsü taktığı için okullardan atılan, işinden çıkarılan ve hatta sokak ortasında tacize uğrayan kadınların haberleri, yürek burkuyor.
Tacikistan hükümetine bu yanlıştan dönmesi için çağrıda bulunuyorum. Herkesin inancına ve istediği gibi yaşama hakkına saygı gösterilmesi gerekiyor. Başörtüsü yasağı, sadece geriye dönüş değil, aynı zamanda insan hakları ihlalidir.
Şimdi ne olacak?Bu yasağın uzun vadeli sonuçlarını düşünmeden edemiyorum. Tacik toplumu, bu yasa nedeniyle daha da kutuplaşacak mı? Din özgürlüğü kısıtlamaları, başka insan hakları ihlallerine yol açacak mı?
Tacikistan hükümetinin, bu yasayı yeniden gözden geçirmesini ve tüm vatandaşlarının haklarını koruyan adil bir çözüm bulmasını umuyorum. Aksi takdirde, bu yasa sadece Tacikistan'ın itibarına zarar vermekle kalmayacak, aynı zamanda bölgede daha büyük sorunların da kapısını aralayacaktır.
olarak:Tacikistan'daki başörtüsü yasağı, hepimizi derinden etkileyen bir olaydır. Bu yasa, sadece başörtüsü takan kadınları değil, tüm toplumu etkiliyor ve insan hakları ihlalidir. Tacikistan hükümetine bu yanlıştan dönmesi ve herkesin inancına saygı göstermesi için çağrıda bulunuyorum. Şimdi ne olacağını ise zaman gösterecek.