Tahir Elçi: Sur'un Vicdanı Susmadı




Tahir Elçi, 28 Kasım 2015'te Diyarbakır'da Sur'un tarihi surları önünde bir basın açıklaması yapmak üzere toplanmıştı. Bulunduğu yer, Diyarbakır'ın kalbinde, yüzyıllardır şehrin savunmasına şahitlik etmiş tarihi bir yapının önüydü.
Elçi, o gün Sur'da devam eden çatışmalara ve yıkıma dikkat çekmek için topladığı basın mensuplarına Kürtçe bir konuşma yaptı. Kürtçe, bu topraklarda binlerce yıldır konuşulan bir dildi, ancak uzun yıllar resmiyette yok sayılmıştı. Tahir Elçi, Kürtçe konuşmasıyla, bu dili ve kültürünü bastırma girişimlerine karşı bir duruş sergiliyordu.
Konuşması sona erdiğinde, silahlı kişiler Elçi ve yanındakilere ateş açtı. Elçi, başından vurularak hayatını kaybetti. Sur'un tarihi surları önünde, vicdan bir kez daha susturulmaya çalışılmıştı.
Tahir Elçi, Diyarbakır Barosu Başkanıydı. Cesur, ilkeli ve barıştan yana bir hukukçuydu. Güçlü bir Kürt kimliğine sahipti, ancak aynı zamanda tüm halkların eşitliğine ve özgürlüğüne inanıyordu. Kürt meselesinin çözümünde diyalog ve müzakereden yanaydı, ancak şiddete ve çatışmaya karşı da tavır alıyordu.
Elçi'nin öldürülmesi, Türkiye'de derin bir yankı uyandırdı. Bu cinayet, barış ve uzlaşma çabalarına bir darbe olarak görüldü. Elçi'nin ailesi, meslektaşları ve sevenleri onun kaybını hala derinden hissediyorlar.
Tahir Elçi'nin mirası, Diyarbakır'ın tarihi surlarında yankılanmaya devam ediyor. Onun cesareti, ilkeli duruşu ve barışa olan inancı, bu topraklarda vicdanın susmaması gerektiğini hatırlatıyor.

Tahir Elçi'nin Sözleri

Tahir Elçi, Sur'daki tarihi surların önünde yaptığı o son konuşmasında şunları söylemişti:
"Bugün burada Suriçi'nin kapısında barış için toplanmış bulunuyoruz. Suriçi'nin surları yüzyıllardır bu şehri korumak için direniyor. Ama bugün Suriçi'nin surları yıkılıyor. Barış çığlıkları susturuluyor. Biz barış için sesimizi yükseltiyoruz. Silah sussun, barış gelsin!"

Tahir Elçi'nin Mirası

Tahir Elçi'nin mirası, yalnızca Diyarbakır'la sınırlı değil. O, tüm Türkiye'de ve hatta dünyada barış ve adalet arayanların bir sembolü haline geldi. Onun sözleri, çatışmaların ortasında bile umudun ve diyaloğun mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Elçi'nin mirası, aynı zamanda Kürt meselesinin çözümüne yönelik diyalog ve müzakereden yana tavrında da kendini gösteriyor. O, Kürtlerin haklarının tanınmasının ve siyasi bir çözümün Türkiye'nin geleceği için şart olduğunu savunuyordu.
Tahir Elçi'nin öldürülmesi, Türk toplumunda derin bir yara açtı. Ancak onun mirası, barış ve adalet arayışında bize ilham vermeye devam ediyor. Onun sözleri, vicdanın ve umudun asla susmayacağını hatırlatıyor.

Bir Çağrı

Tahir Elçi'nin bıraktığı mirası yaşatmak, hepimizin sorumluluğudur. Barışa, adalete ve tüm halkların eşitliğine inanıyorsak, onun yolundan yürümeliyiz. Şiddete ve çatışmaya karşı sesimizi yükseltmeli, diyalog ve müzakereden yana tavır almalıyız.
Tahir Elçi'nin anısına, onun hayallerini gerçekleştirmek için çalışmalıyız. Türkiye'yi daha barışçıl, daha adil ve daha eşitlikçi bir ülke yapmak için çaba sarf etmeliyiz.