Futbol sahalarında fırtınalar estiren Tolgay Arslan, yeşil çimlerin ardındaki hayatını içtenlikle anlatıyor.
Çocukluğundan itibaren topla olan bağını anlatırken gözlerinde bir parıltı beliriyor. "Sokağın çamurlu topraklarında, arkadaşlarımla saatlerce koşturduğum günleri unutamıyorum." diyor. "Top ayağımın altındayken dünyanın tüm dertlerini unutuyordum."
Meslek hayatının dönüm noktalarını, yaşadığı zorlukları ve zaferleri tüm samimiyetiyle anlatıyor. "Her maç ayrı bir meydan okuma." diyor Tolgay. "Kazandığımız her galibiyet, sahada döktüğümüz terin kat kat fazlasını geri veriyor."
Futbolun sadece bir oyun olmadığını, hayatın içinden bir ayna olduğunu vurguluyor. "Sahada öğrendiklerimi, hayatımın her alanında uygulamaya çalışıyorum." diyor. "Disiplin, azim ve fair-play ruhu, hem futbol sahasında hem de yaşamda başarı için vazgeçilmez."
Gelecek planlarından bahsederken heyecanı gizleyemiyor. "Futbolcu olarak sahalara veda etsem de, bu tutkuyu bir şekilde yaşatmaya devam edeceğim." diyor. "Gençlere ilham kaynağı olmak, onların hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak istiyorum."
Tolgay Arslan'ın hikayesi, yeşil sahaların ötesinde, hayatın içinden bir ses olarak karşımıza çıkıyor. Azim, disiplin ve fair-play ruhunun gücünü hatırlatan, insanlığa dair umut aşılayan bir anlatı sunuyor.
Futbolu sevenler için bir ilham kaynağı, yaşam yolculuğuna anlam arayanlar için bir rehber... "Tolgay Arslan'ın İtirafları", sahalarda bir ömrün, hayatın içinden bir sesin yankısı olarak tarihe geçecek.