Sevgili arkadaşlar, bugün sizlerle hayatımda karşılaştığım ve beni derinden etkileyen bir kavramdan bahsedeceğim: "Yök". Bu kelime, ilk duyduğumda beni hem meraklandırdı hem de ürpertti. Türkçe'de "yokluk" anlamına gelen "yök", sadece fiziksel varlığın yokluğunu değil, aynı zamanda duygusal, zihinsel ve hatta manevi boşlukları da ifade ediyor.
İlk olarak "yök" ile çocukluğumda karşılaştım. Babamı kaybettiğimde, sadece fiziksel olarak değil, içimde de derin bir boşluk oluşmuştu. Babamın varlığını her yerde arıyor ama bulamıyordum. O zaman anladım ki "yök" sadece bir sözcük değil, aynı zamanda insanı içten içe kemiren bir acıydı.
Yıllar sonra, bir ayrılık acısıyla tekrar "yök" ile yüzleştim. Sevdiğim insan bir anda hayatımdan çıkmıştı ve ben kendimi hiçliğin ortasında bulmuştum. Onun varlığını özlemiyor, onun yokluğunu hissediyordum. "Yök", bu kez de duygusal bir boşluktu ve beni adeta nefessiz bırakıyordu.
Ancak "yök" sadece acıyla ilişkilendirilemez. Bazen, bizi geliştiren ve dönüştüren bir güç de olabilir. Bir işten ayrılmak, bir ilişkinin bitmesi ya da hayallerimizin suya düşmesi gibi zorlu deneyimler, ilk anda yıkıcı görünse de bizi kendimizi yeniden keşfetmeye ve hayatımıza yeni bir yön vermeye itebilir.
İşte bu noktada, "yök" kavramının bir başka yüzüyle karşılaşıyoruz. "Yök" bazen bize neyin değerli olduğunu gösterir. Kaybettikten sonra kıymetini anladığımız şeyler, aslında hayatımızda hep var olan ama farkına varamadığımız nimetlerdir.
Son olarak, "yök" bize hayatın geçiciliğini hatırlatır. Her şey bir gün biter, insanlar ölür, ilişkiler sona erer. Bu kaçınılmaz gerçeği kabul etmek, hayatın kıymetini bilmemizi sağlar. Çünkü ancak "yök" ile yüzleşerek "var"lığın gerçek anlamını kavrayabiliriz.
Sevgili dostlar, "yök" ile ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Bu kavram, hayatımızın hem yıkıcı hem de yapıcı bir parçası. Onu kabullenmek, anlamak ve hatta kucaklamak, bizi daha güçlü, daha bilge ve daha insancıl kılar. Çünkü "yök" bize kendimizi, hayatımızı ve evreni daha derinlemesine anlama fırsatı sunar. Unutmayın, her "yök"ün içinde bir "var"lık saklıdır.