Haydi itiraf edin, hepimiz hayatımızda bir noktada kendimizi bir "Yasak Krallık"ta sıkışmış gibi hissettik. Mesela en sevdiğin kitabı okurken ya da son derece ilgi çekici bir film izlerken. O dünyada o kadar kayboluruz ki, gerçekliğe dönmek neredeyse imkansız gibi gelir.
Ben de sizin gibiyim. Kitapların sayfaları arasında kendimi kaybedebilirim veya sürükleyici bir film sayesinde saatlerce başka bir alemde yaşayabilirim. Ama benim için en büyük "Yasak Krallık" müziktir.
Müziğin büyüleyici notasına kapıldığımda, zaman ve mekan kavramları ortadan kalkıyor. Gözyaşlarım akarken de, kahkahalarım yankılanırken de müzik bana eşlik ediyor. Hayatın tüm karmaşasından koruyup beni kendi büyülü krallığına alıyor.
Bir keresinde konser salonunda, tanımadığım bir kadınla yan yana oturuyordum. Konser başlarken birbirimize gülümsedik ve müzik kulaklarımıza dolmaya başladığında gözlerimiz kapandı. Müziğin ritmine kendimizi bıraktık. Konser bittiğinde, sanki birbirimizi yıllardır tanıyormuşuz gibi vedalaştık. Çünkü o kısa sürede, müziğin "Yasak Krallığı"nda buluşmuştuk.
Müziğin gücü yadsınamaz. İnsanları birbirine bağlayabilir, kalpleri iyileştirebilir ve ruhları yükseltebilir. Hayatın kasvetli anlarında bile "Yasak Krallık" görevi gören bir sığınaktır o.
Bu yüzden, hayatınızda sıkışıp kaldığınızı hissettiğinizde, kendi "Yasak Krallığınızı" bulun. Bir kitap, bir film, bir şarkı veya başka bir şey olabilir. O dünyaya dalın ve gerçekliğin sizi boğmasına izin vermeyin.
Unutmayın, hepimizin içinde bir "Yasak Krallık" var. Sadece onu keşfetmeniz gerekiyor.