Maraş Katliamı, Türk tarihinin en karanlık sayfalarından biridir ve 45 yıldır acı bir hatıra olarak yüreklerde yaşamaktadır.
26 Aralık 1978 tarihinde Kahramanmaraş'ta, devlet eliyle körüklenen ve kışkırtılan bir ortamda patlak veren olaylar, yüzlerce Alevi vatandaşımızın hunharca katledilmesiyle sonuçlandı.
Olaylar, bir grup sağcının İsmet Paşa Caddesi'nde bulunan bir alevi evine ateş açmasıyla başladı. Bu provokasyon, o dönemde siyasi ve toplumsal gerilimin tavan yaptığı bir ortamda ateşin üzerine dökülen bir petrol gibiydi.
Devletin sessiz kalması ve hatta provokasyonu körüklemesi üzerine olaylar hızla büyüdü ve kontrol edilemez bir hale geldi. Sağcı gruplar, Alevi evlerine, işyerlerine ve ibadethanelerine saldırarak insanları katlettiler, evleri yaktılar ve yağmaladılar.
Yedi gün boyunca süren bu katliamda resmi rakamlara göre 111 kişi hayatını kaybederken, gerçek rakamın bunun çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir.
Maraş Katliamı, doğrudan ve dolaylı olarak devletin desteğiyle gerçekleştirilmiştir. Olaylar öncesinde sağcı grupların organize edilmesi, devletin sessiz kalması ve hatta kışkırtması, katliamın boyutlarının büyümesinde büyük bir rol oynamıştır.
O dönemin hükümetinin, Alevi vatandaşları "devletin düşmanı" olarak gören ve Türkleştirme politikaları izleyen bir zihniyete sahip olması, katliamın arka planını oluşturmuştur.
Katliam sonrası açılan davalar 23 yıl sürmüş ancak maalesef gerçek adalet bir türlü sağlanamamıştır. Davalar, siyasi müdahaleler ve yargıdaki sorunlar nedeniyle sürekli olarak ertelenmiş ve sanıklar hafif cezalarla kurtulmuştur.
Maraş Katliamı'nın sorumluları ve failleri halen cezasız dolaşmaktadır. Bu adaletsizlik, Alevi vatandaşlarımızın yaralarını derinleştirmekte ve hafızalarında derin bir travma yaratmaktadır.
Maraş Katliamı, Türk devletinin karanlık yüzünü gösteren bir ibretlik olaydır. Devletin gücünü kendi vatandaşlarına karşı kullanması, hukukun üstünlüğünün çiğnenmesi ve adaletin yerini bulamaması, Türkiye'nin demokratik ve hukuki bir devlet olma yolunda kat etmesi gereken çok uzun bir yol olduğunu göstermektedir.
Maraş Katliamı'nın üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen, acıları hala tazedir ve hafızalarımızda diri tutulmalıdır. Bu katliamın failleri ve sorumluları cezalandırılmalı, adalet bir an önce sağlanmalı ve benzer trajedilerin bir daha yaşanmaması için gerekli adımlar atılmalıdır.
Unutmayalım, Maraş Katliamı'nın mağdurları, bizim vatandaşlarımızdı ve onların acıları, hepimizin acısıdır.